İstanbul'daki Yenidoğan Çetesi Davası Devam Ediyor

İstanbul’da bebek ölümlerine neden olduğu iddia edilen ‘yenidoğan çetesi’nin duruşması ikinci günde sürüyor.

İstanbul’da Yenidoğan Çetesi Duruşması İkinci Gününde

İstanbul’da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması ikinci günde devam ediyor.

Mahkeme ve Sanıklar

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin adliyenin konferans salonunda gerçekleştirdiği duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 20 tutuksuz sanık ve avukatlar hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar, şehirlerindeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldılar.

Duruşmanın başlama anında, tutuklu sanık Hasan Basri Gök’ün savunması dinlendi. Ayrıca, duruşma sürecinde salon ve önünde polis ekiplerinin sıkı güvenlik önlemleri dikkat çekti.

İddianamede Yer Alan Suçlamalar

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın örgütün lideri olduğu, diğer sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in ise bu örgütü yönlendirdiği belirtiliyor.

İddianamede, suistimal için hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha kötü gösterildiği, gereksiz yere daha uzun süre hastanede kalmalarının sağlandığı ifade ediliyor. Bu süreçte Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yüksek ödemeler alındığı ve hasta yakınlarından ekstra ücret talep edildiği öne sürülüyor.

Hasta bebeklerin uygun sağlık hizmetini alacağı hastanelere sevk edilmesi yerine, örgüt hesabına daha karlı görülen hastanelere yatırıldığı belirtilirken, karın büyük kısmının sağlık çalışanı olan sanıklarla paylaşıldığı belirtiliyor. Örgütün esas amacının, hasta bebeklerin iyileştirilmesi değil, maddi kazanç sağlamak olduğu vurgulanıyor.

Ceza Talepleri ve Diğer Gelişmeler

İddianamede, sanıklar için 10 kez “kasten öldürme” ve “dolandırıcılık” suçlarından 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer şekilde çeşitli hapis cezaları isteniyor.

Öte yandan, soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edildi ve bu hastanelerde tedavi gören bebekler, ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edildi. Ayrıca, savcıya tehditte bulunan kişiler de tutuklandı ve bu konudaki soruşturma devam ediyor.